Перевод: со всех языков на все языки

со всех языков на все языки

başlık koymak

  • 1 başlık koymak

    v. headline

    Turkish-English dictionary > başlık koymak

  • 2 başlık

    "1. headgear, (a) covering for the head; headdress. 2. head harness, headgear. 3. arch. capital (of a column). 4. heading, head; letterhead, letter heading; headline; caption; title (of a piece of writing). 5. headrest. 6. bride-price. 7. prov. hub (of a wheel). - atmak/koymak /a/ to give (a piece of writing) a title, headline, or heading. "

    Saja Türkçe - İngilizce Sözlük > başlık

  • 3 headline

    n. başlık, manşet, afişteki isim
    ————————
    v. manşette vermek, başlık koymak, afişte ismi olmak
    * * *
    başlık
    * * *
    noun (the words written in large letters at the top of newspaper articles: I never read a paper in detail - I just glance at the headlines.) başlık

    English-Turkish dictionary > headline

  • 4 озаглавливать

    несов.; сов. - озагла́вить

    как озагла́вим статью́? — yazıya ne başlık atalım?

    Русско-турецкий словарь > озаглавливать

  • 5 überschreiben

    überschreiben*
    irr vt
    1) ( übertragen) devretmek ( auf -e), temlik etmek ( auf -e)
    2) ( betiteln) başlık yazmak (-e), başlık koymak (-e)

    Wörterbuch Deutsch-Türkisch Kompakt > überschreiben

  • 6 betiteln

    betiteln*
    vt
    1) ( mit Titel versehen) başlık koymak (-e)
    2) ( anreden) hitap etmek (-e) ( mit diye)
    3) ( fam) ( nennen) sıfatlandırmak, demek (-e) ( mit diye), adlandırmak ( mit diye), ad koymak [o takmak] (-e) ( mit diye)

    Wörterbuch Deutsch-Türkisch Kompakt > betiteln

  • 7 titeln

    vt başlık koymak (-e), ad koymak [o takmak] (-e) ( mit diye)

    Wörterbuch Deutsch-Türkisch Kompakt > titeln

  • 8 betiteln

    betiteln v/t <o ge-, h> Buch usw -e başlık koymak;
    fam abw jemanden (mit, als) Trottel betiteln b-ne salak demek

    Deutsch-Türkisch Wörterbuch > betiteln

  • 9 intituler

    Dictionnaire Français-Turc > intituler

  • 10 caption

    n. manşet, başlık, altyazı; tutuklama
    ————————
    v. manşet atmak, başlık yazmak, altyazı koymak
    * * *
    1. başlık 2. ünvan
    * * *
    ['kæpʃən]
    (a title or short note written on or beneath an illustration, cartoon, cinema or TV film etc: a witty caption.) altyazı

    English-Turkish dictionary > caption

  • 11 Kopf

    Kopf <-(e) s, Köpfe> [kɔpf, pl 'kœpfə] m
    1) ( Körperteil, Nagel\Kopf, Nadel\Kopf) kafa, baş;
    zehn Euro pro \Kopf adam başına on euro;
    \Kopf an \Kopf kafa kafaya, başa baş;
    aus dem \Kopf kafadan;
    \Kopf hoch! üzme tatlı canını!;
    etw auf den \Kopf stellen bir şeyi altüst etmek;
    sie stellten das ganze Haus auf den \Kopf bütün evi altüst ettiler;
    sich auf den \Kopf stellen ( fig) o ( fam) ağzıyla kuş tutmak;
    \Kopf und Kragen riskieren kellesini koltuğuna almak, başını ortaya koymak;
    sich dat etw aus dem \Kopf schlagen bir şeyi aklından [o kafasından] çıkarmak;
    sich dat etw in den \Kopf setzen bir şeyi aklına [o kafasına] koymak;
    das will mir nicht in den \Kopf bunu aklım almıyor;
    das kann ich im \Kopf rechnen bunu kafamdan hesaplayabilirim;
    mit rotem \Kopf dastehen kıpkırmızı kesilmek;
    von \Kopf bis Fuß baştan aşağı;
    sie ist ein kluger \Kopf o akıllı birisidir;
    sie hat ihren eigenen \Kopf o kendi bildiğini okur;
    er ist nicht auf den \Kopf gefallen kafası boş değil;
    den \Kopf in den Sand stecken deve kuşu gibi başını kuma sokmak [o gömmek];
    mit dem \Kopf durch die Wand wollen kafasının dikine gitmek;
    es kann nicht immer nur nach deinem \Kopf gehen her şey senin istediğin gibi olamaz;
    wir redeten uns dat die Köpfe heiß konuşmaktan kafamız şişti;
    einen kühlen \Kopf bewahren serin kanlı olmak;
    nicht ganz richtig im \Kopf sein ( fam) kafadan kontak olmak, aklından zoru olmak;
    das geht mir durch den \Kopf bu, aklımdan geçiyor;
    mir brummt der \Kopf ( fam) başım çok ağrıyor;
    mir raucht der \Kopf ( fam) kafam dumanlandı;
    der Erfolg ist ihm zu \Kopf(e) gestiegen başarı onun başına vurdu;
    ich war wie vor den \Kopf gestoßen beynimden vurulmuşa döndüm;
    jdm den \Kopf verdrehen ( fam) birinin beynine girmek, birini baştan çıkarmak;
    sich dat den \Kopf zerbrechen ( fam) kafa yormak [o patlatmak];
    das kann dich den \Kopf kosten (a. fig) bu, senin başını yakabilir;
    er hat sein ganzes Geld auf den \Kopf gehauen ( fam) bütün parasını har vurup harman savurdu;
    was man nicht im \Kopf hat, das hat man in den Beinen ( fig) o ( fam) akılsız başın cezasını ayak çeker, akılsız iti [o köpeği] yol kocatır
    2) (Brief\Kopf) başlık; ( bei Münze) tu(ğ) ra;
    \Kopf oder Zahl? tura mı yazı mı?

    Wörterbuch Deutsch-Türkisch Kompakt > Kopf

См. также в других словарях:

  • başlık atmak (veya koymak) — bir yazıya başlık olarak ad bulmak Marifet makaleye başlık koymakta değil, koyduğu prensibe uymaktadır. R. H. Karay …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • alt — is. 1) Bir şeyin yere bakan yanı, zir, üst karşıtı Pantolonlarımızı şiltelerimizin altına seriyoruz, onlar bütün hafta orada ütüleniyor. Z. O. Saba 2) Bir nesnenin tabanı Ayağındaki altları nalçalı koca bahçıvan kunduraları ile ona yetişmesi… …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • ara — is. 1) İki şeyi birbirinden ayıran uzaklık, açıklık, aralık, boşluk, mesafe 2) İki olguyu, iki olayı birbirinden ayıran zaman, fasıla 3) Kişilerin veya toplulukların birbirine karşı olan durumu veya ilgisi Öğrenciyle öğretmenin arasının daima iyi …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • külah — is., Far. kulāh 1) İçine bazı şeyler koymak için huni biçiminde bükülmüş kâğıt kap 2) sf. Bu kabın alabileceği miktarda olan Meydanda bekleyen mektep çocuklarına birer külah şeker dağıtıldı. Y. K. Beyatlı 3) mec. Oyun, hile 4) esk. Erkeklerin… …   Çağatay Osmanlı Sözlük

Поделиться ссылкой на выделенное

Прямая ссылка:
Нажмите правой клавишей мыши и выберите «Копировать ссылку»